İŞE ALIM SÜRECİNDE YAPAY ZEKANIN YERİ

Kaynak: BUSINESS TÜRKİYE

Şirket ve çalışan için en kritik adımlar işe alım sürecinde atılır. Süreç şirket açısından, doğru pozisyona doğru kişiyi almak için başvuruları inceleme, eleme, görüşme yapma gibi durumları içerirken, çalışan açısından ise bir CV ile kendisini ve başarılarını doğru ifade ederek yüzlerce aday arasından öne çıkma hedefini barındırır. İşte bu noktada artık yapay zeka devreye girerek tüm bu süreçleri kolaylaştırmak üzere kullanılmaya başlandı. Yapay zeka uygulaması kendi içinde; Ne kadar adil olur? Ne kadar güvenilir? gibi soruları akıllarda yaratsa da, birçok şirket tarafından kullanılmaya başlandı bile.

BBC İş Dünyası Muhabiri Andrea Murad, yakın zamanda yeni bir iş başvurusu deneyimini paylaşırken yapay zeka ile girdiği iş görüşmesinin başvurusunun bir insan tarafından değil de bir bilgisayar tarafından değerlendirildiğini bilmenin biraz stres yarattığını söylüyor. İşe alım sürecinin ilk aşamasında evde çevrimiçi olarak bir dizi basit oyunlar oynadıklarını anlatan Murad; bunun, iki kutudaki noktaların sayısını hızlıca saymak, para kazanmak için bir balonu patlatmadan şişirmek ve duyguları yüz ifadeleriyle eşleştirmek gibi bir takım basit oyunlar içerdiğini belirtiyor.

Sözlerine “Sonra bir yapay zeka yazılımı kişiliğimi değerlendirdi. Hiçbir insanın sonucuna karışamadığı bu değerlendirme sonucunda da testi ya geçtim ya da kaldım.” diyerek devam eden Andrea Murad’ın aklına takılan soru ise şu; “Bir bilgisayarın iş başvurunuzu kabul etmesi veya reddetmesi adil mi?”

Kendisini teste tabi tutan yapay zeka yazılımının, Pymetrics adlı New York merkezli bir firma tarafından üretildiğini belirten Murad yaşadığı deneyimin detayını şu şekilde anlattı; “Sorular ve onlara vereceğiniz yanıtlar, iş arayanın kişiliğinin ve zekasının çeşitli yönlerini, risk toleransını ve durumlara ne kadar hızlı tepki verdiğini değerlendirmek için tasarlandı. Ya da Pymetrics şirketinin dediği gibi, “bilişsel ve duygusal özellikleri sadece 25 dakikada adil ve doğru bir şekilde ölçebilmek” için. Bu yapay zeka yazılım McDonald’s, JP Morgan bankası, muhasebe firması PWC ve gıda grubu Kraft Heinz gibi bazı çokuluslu şirketlerin ilk işe alım süreçlerinde kullanılmakta. Bu testi geçmeniz durumunda bir insan kaynakları uzmanı ile görüşebiliyorsunuz.” Pymetrics firması ise yapılan uygulamanın firmaların çok daha geniş bir o işte daha başarılı olacağına dair fikir edinmek amaçlı olduğunu söylüyor. Pymetrics ayrıca, sistemlerinin daha fazla adalet sağladığını ve “her algoritmanın önyargı için titizlikle test edildiğini” de belirtiyor.

HireVue da bir diğer yapay zeka işe alım yazılım şirketi. Mülakatlardaki ses ve görüntüyü kaydeden yazılım, sesi deşifre ederek metne dönüştürüyor. Ardından ise algoritma “biz” yerine “ben” kullanımlarını ekip çalışması için analiz ediyor ve adayları reddetme izni sunabiliyor. Ya da insan kaynakları uzmanları, yazılım aracılığıyla kendileri bir görüşme gerçekleştirebiliyor. HireVue CEO’su Kevin Parker, yapay zekanın bir insan mülakatçıdan daha tarafsız olduğunu söylüyor: “İşe alımlarda adil bir sürece sahip olma arzusu var. Yapay zeka yazılımları da tüm bu adayların çok tutarlı bir şekilde değerlendirilmesine yardımcı olabiliyor.” Eylül 2019 itibarıyla %20’si yapay zeka yazılımı ile olmak üzere toplamda 12 milyon görüşme gerçekleştirildiğini belirten şirket, toplam görüşme sayısının 2021’de ise aynı görüşme oranlarıyla 19 milyona yükseldiğini belirtiyor.

İşe alımlarda yapay zeka kullanımı şirketler açısından başka bazı soruları da beraberinde getiriyor. Örneğin, online perakende devi Amazonun, 2018’de kadın adayları dezavantajlı kıldığı için işe alımda kullandığı sistemden vazgeçtiği bildirildi. İngiltere’deki iş psikolojisi danışmanlığı üzerine çalışan şirket Pearn Kandola’dan James Meachin iş alımı uzmanlarından birisi. Meachin, yapay zeka sistemlerinin hala bazı kilit noktalarının olduğundan bahsederek; adayların söylediklerini veya yazdıklarını doğru bir biçimde ayrıştırmanın önemine vurgu yapıyor. “Google, Amazon ve Apple’ın ses asistanları da bunu yapabiliyor ama insanların ne dediğini yüzde yüz bir biçimde anlamıyor. Mesela İskoç aksanları, alışılmadık kelimeler ve ifadeler zorluk teşkil edebiliyor. Yapay zeka sistemi söylenenleri doğru bir şekilde yazabildi diyelim; ikinci ve daha büyük zorluk bu kelimelerde yatan anlamı, nüansı, bağlamı tespit edebilmektir. Yapay zeka sistemleri bunu anlamayabilir. Bunun aksine bir insan, sohbetin neye karşılık geldiğini net bir biçimde anlayabilir.” diyerek başka bir zorluğu anlatıyor.

Oxford Üniversitesinde yapay zeka alanında uzman araştırma görevlisi Prof. Sandra Wachter ise; “Makine öğrenimi aynı temel üzerinde çalışır: Bir sürü veriyi gözden geçirir, kalıplar ve benzerlikler bulur. İşe alımlarda da sahip olduğunuz veriler, geçmiş başarılı adaylara bakmaktır. Geçmişteki tepe kadrolarınız kimlerdi? Geçmişte Oxford profesörleri kimlerdi? Bu durumlarda algoritmalar hep daha fazla erkek seçecektir. Risk şu ki, zorlu testler olmazsa, kadınlar ve beyaz olmayan insanlar gözden kaçacaktır.” diyerek yapay zekanın yaratabileceği olası bir eşitsizlik durumundan söz ediyor.

Akıllarda bir sürü soru barındırsa da, hızlı dijitalleşmeyle birlikte görünen o ki yapay zeka sistemleri giderek işe alımlarda daha etkili olmaya başlayacak. Özellikle şirketler açısından kritik bir öneme sahip olmasında, maddi getirilerinden tutun da işe alım sürecinde birçok yükü ortadan kaldırması gibi faktörler mutlaka etkili olacaktır. BBC İş Dünyası Muhabiri Andrea Murad’ın da deneyimini anlatırken dediği gibi; “O halde yapay zekayla işe alımın hızla büyüyen dünyasına hoş geldiniz!”